Rezonans terapileri, gelişen teknolojik yöntemlerin kullanıldığı cihazlar yoluyla gerçekleştirilmektedir. Rezonans terapilerde, klasik tedavilerden aşina olduğumuz yöntemler ve ilaç gibi maddeler kullanılmamaktadır. Klasik tedavilerin sunduğu yöntemlerden farklı olarak rezonans terapilerde, vücutta iyileşme sağlamak amacıyla ‘enerjetik uyarılar’ kullanılmaktadır.
İnsanın sahip olduğu elektromanyetik doğa, henüz yeni yeni keşfedilmekte olan bir alandır. Bu bakımdan rezonans terapiler bu elektromanyetik doğa üzerinde, küçük etkiler oluşturmayı amaçlamaktadır. Rezonans terapileri yoluyla oluşturulan küçük elektromanyetik etkiler, hastalığı tedavi edici etkilere sahip olmaktan çok, vücudun doğal savunma mekanizmalarını uyarıcı ve dengeleyici niteliktedir. Rezonans terapileri yoluyla anormal bir durum ortaya çıkması mümkün değildir ancak, anormal bir durumun normalleştirilmesi amaçlanmaktadır. Bu bakımdan, rezonans terapilerin yanlış ya da aşırı dozda kullanılmadığı sürece bir yan etkisi bulunmamaktadır.
Rezonans terapileri nelerdir?
Rezonans terapileri temel olarak, klasik biorezonans terapileri ve PEMF terapileri olmak üzere iki gruba ayrılmaktadır.
Klasik biorezonans terapiler; maddelerden ve vücudun kendisinden yayılan elektromanyetik titreşimler kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Maddelerin frekansları, vücuda olumsuz etkilere sebep olduğu doğrultuda silinebilmekte ve vücuttan alınan frekanslar doğrultusunda birtakım ince müdahaleler gerçekleştirilebilmektedir.
Pemf terapiler; vücut dengesini sağlamaya yönelik gerçekleştirilen enerjetik dokunuşlar olarak tanımlanabilmektedir. Pemf terapilerinde, klasik biorezonans terapilerdeki homeopatiye yaklaşan uygulama kültürü farklılaşmakta ve akupunktur kültürüne yaklaşılmaktadır.
Rezonans terapilerin yan etkisi var mıdır?
Temel olarak belirtmekte fayda var ki; mevcut sağlık sorunu ne olursa olsun, rezonans terapiler çok anormal şekilde kullanılıp uygulanmadığı sürece hiçbir yan etkiye sebep olmamaktadır.
Her kişi, belli bir vücut yapısına ve niteliğine sahiptir. Bu bakımdan, bir başkası için uygun olan tedavinin bir diğeri için uygun olmama ihtimali bulunmakta ve her vücut uygulamalara kendisine özel tepkiler gerçekleştirmektedir. Rezonans terapilerde, gerçekleştirilen terapi kişiselleştirildikçe kişide iyileşme olasılığının arttığı anlayışından hareket etmektedir. Rezonans terapinin hareket noktasını oluşturan bütünsel yaklaşım, holistik tıp açısından oldukça önemlidir.
Rezonans terapilerde öncelikle, terapilere başlamadan önce görüşmeler gerçekleştirilmekte ve kişiye özgü nitelikte terapiler planlanmaktadır. Bu görüşmeler sırasında, bütünsel sağlık yaklaşımı esas alınarak değerlendirmeler yapılmakta ve kişiye rezonans terapileri dışında da öneriler sunulabilmektedir.
Rezonans terapiler genellikle, haftada bir seanslar şeklinde gerçekleştirilmektedir ve seans sırasında herhangi bir rahatsızlık, kötü duygu durumları oluşturmamaktadır. Rezonans terapileri sırasında kişide hafif bir gevşeme ve keyif hali dışında hiçbir his oluşmamaktadır.
Rezonans terapilerde, özellikle kronik hastalarda gerçekleştirilen terapilerin kişiye özgü nitelikte yapılması, standart terapi protokolleri yerine kişiye özel protokoller kullanılması temel anlayışından hareket edilmektedir.